Skopos Teorisi ve Çevirilerinizin Amacı

A close-up of vintage binoculars resting on a wooden table with a book and amber glass jar.

Bu kaynak, çevirinin amacına odaklanan bir teori olan Skopos teorisine genel bir bakış sunmaktadır. Blog yazarı, bu teorinin Hans J. Vermeer tarafından 1970’lerde tanıtıldığını ve geleneksel çeviri tartışmalarından farklı olarak, çeviriyi belirli bir amaç ve okuyucu için hedef metin üretme eylemi olarak tanımladığını açıklamaktadır. Skopos (Yunanca’da ‘amaç’ anlamına gelir) teorisinin uygulanmasının, çevirmenin yöntemini ve stratejisini belirlediği ve kaynak metne sadakatten ziyade hedef metnin amaca uygunluğuna odaklanılmasına izin verdiği belirtilmektedir. İyi bir çeviri için, çevirmenlerin müşteriden kapsamlı çeviri özetleri almasının önemini vurgulanırken, amaç, ton, hedef pazar ve stil kılavuzları gibi bilgilerin temel unsurlar olduğu ifade edilmektedir. Bu teori, çevirmenlere sonuç metnin amacına hizmet ettiği sürece kaynak metinden sapma özgürlüğü vererek farklı çeviri türlerinde farklı düzeylerde yaratıcılığa imkan tanır.

Skopos teorisi çeviri sürecini ve sonucunu nasıl etkileyen bir yaklaşımdır?

Skopos teorisi, Yunanca’da ‘amaç’ anlamına gelen bir kelimeden türemiştir ve çeviri sürecini ve sonucunu, çevirinin amacına odaklanarak etkileyen bir yaklaşımdır. Alman dilbilimci Hans J. Vermeer tarafından 1970’lerde ortaya atılan bu teori, geleneksel çeviri tartışmalarından (serbest/sadık, biçimsel/dinamik vb.) kendini ayırmayı amaçlamıştır.

Skopos teorisinin çeviri süreci ve sonucuna etkileri şunlardır:

Çeviri Sürecine Etkisi (Metodoloji ve Strateji)

1. Odağın Kayması: Skopos teorisi sadece çevirinin dilbilimsel yönüne odaklanmaz. Vermeer, çeviriyi belirli bir amaç, belirli bir okuyucu ve belirli koşullar için bir hedef metin üretmek olarak tanımlamıştır.

2. Amacın Belirlenmesi: Çevirinin amacını (ne için kullanılacağını) anlamak, çevirmenlerin kullanacakları çeviri yöntemlerini ve stratejilerini belirlemelerine yardımcı olur. İyi bir çeviri üretmek için, çevirmenin neyin neden çevrilmesi gerektiğini ve hedef metnin ne amaçla kullanılacağını kabul etmesi mutlak suretle esastır.

3. Kritik Sorular: Çevirmenler, çalışmaya başlamadan önce kendilerine “Bu çeviri ne için kullanılacak?”, “Kim okuyacak?” ve “Hangi bağlamda okuyacaklar?” gibi soruları sormalıdır; bu soruların yanıtlarını bilmek, mükemmel ve amaç odaklı bir çeviri için harika bir temel sağlar.

4. Çeviri Özeti (Brief) Önemi: Çeviri özeti (brief) bu süreçte kritik bir rol oynar. Mükemmel bir çeviri özeti, kelime sayısı ve teslim tarihi gibi standart bilgilerin yanı sıra, özellikle şunları içermelidir (ne kadar çok bilgi olursa o kadar iyidir):

    ◦ Kayıt (resmi/gayriresmi)

    ◦ Ses tonu

    ◦ Müşteri profilleri (dil uzmanlarının spesifik istek ve ihtiyaçları anlamasına yardımcı olur)

    ◦ Hedef pazar

    ◦ Marka/organizasyon hakkında bilgi

    ◦ Stil kılavuzu/terminoloji

    ◦ Referanslar ve görsel bağlam

5. Amacın Önceliği: Her şeyden önce, metnin amacının ne olduğunu bilmek gereklidir. Örneğin, metin bilgilendirici ise, bilginin doğru ve açık bir şekilde aktarılması gerekir. Eğlendirici ise, kavramların ve esprilerin hedef dile ve pazara tam olarak taşınması sağlanmalıdır. İkna edici ise, okuyucuları eyleme teşvik eden “güçlü kelimeler” kullanılarak çeviri desteklenmelidir. Yapılan dilbilimsel seçimler amaç tarafından tanımlanır.

Çeviri Sonucuna Etkisi (Değerlendirme ve Serbestlik)

1. Kaynak Metinden Uzaklaşma Serbestliği: Skopos teorisi, diğer geleneksel teorilerden farklıdır çünkü odak noktası kaynak metin ve kaynak yazarın tam olarak ne söylemeye çalıştığı değildir. Teoriyi uyguladığınızda, çevirmen kaynak metinden sapmakta serbesttir, yeter ki sonuç amaca uygun bir çeviri olsun.

2. Değerlendirme Kriteri: İyi bir çeviri, kaynak metne ne kadar yakın ve sadık kaldığına bakılarak değil, hedef metnin nihai sonucuna ve hedef kitleye ne kadar iyi uyduğuna göre değerlendirilir. Bu, çevirmen için oldukça özgürleştirici bir yaklaşımdır.

3. Amaç Odaklı Farklı Sonuçlar: Amacın belirleyici olması nedeniyle, yaratıcı pazarlama çevirilerinin sonucu, kaynak metinden ne kadar saptığı açısından bir kullanım kılavuzunun sonucundan çok farklı olabilir. Pazarlama metinleri hedef kitleyi etkilemeyi amaçlarken, kullanım kılavuzları bilgiyi doğru ve açık bir şekilde aktarmayı amaçlar.

Skopos’u geliştiren kimdi?

Skopos teorisi, Hans J. Vermeer adlı bir Alman dilbilimci tarafından geliştirilmiştir.

Bu teori, 1970’lerde ortaya çıkmıştır. Vermeer, bu yeni teoriyi çeviri alanında, serbest çeviriye karşılık sadık çeviri veya biçimsel çeviriye karşılık dinamik çeviri gibi eski çağlardan kalma çeviri tartışmalarından ayrıştırmak amacıyla ortaya çıkarma motivasyonuna sahipti.

Esasen, Vermeer çeviriyi, sadece dilbilimsel yönüne odaklanmak yerine, belirli bir amaç, belirli bir okuyucu ve belirli koşullar için bir hedef metin üretmek olarak tanımlamıştır. Skopos kelimesinin kendisi de Yunanca’da ‘amaç’ anlamına gelmektedir.

Skopos teorisi ne anlama geliyor?

Skopos teorisi, çeviri alanındaki yaklaşımlardan biridir ve temel anlamı ‘amaç’ ya da ‘hedef’ üzerine kuruludur.

İşte Skopos teorisinin ne anlama geldiğine dair kaynaklarda yer alan temel noktalar:

Temel Tanım ve Kökeni

1. Anlamı: Skopos kelimesi, Yunanca’dan gelmektedir ve kelime anlamı olarak ‘amaç’ anlamına gelir.

2. Tanımı: Skopos teorisi, bir çevirinin amacını ve çeviri eyleminin kendisinin amacını tanımlar.

3. Geliştiricisi ve Zamanı: Teori, 1970’lerde Alman dilbilimci Hans J. Vermeer tarafından tanıtılmıştır.

4. Odağın Kayması: Vermeer, bu yeni teoriyi, geleneksel çeviri tartışmalarından (serbest ve sadık, biçimsel ve dinamik gibi eski tartışmalardan) kendini ayırmak amacıyla ortaya çıkarmıştır.

Teorinin Çekirdek Kavramı

Skopos teorisinin özü, çevirinin sadece dilbilimsel yönüne odaklanmamasıdır. Vermeer, çeviriyi şu şekilde tanımlamış ve görmüştür: belirli bir amaç için, belirli bir okuyucu için ve belirli koşullar altında bir hedef metin üretmek.

Bu teoriye göre çevirinin temel amacı, çeviri yöntemlerini ve stratejisini belirleyen en önemli faktördür.

Çevirmenler, çalışmaya başlamadan önce bu amaç kavramını anlamak için kendilerine şu temel soruları sormalıdır:

Bu çeviri ne için kullanılacak?

Kim okuyacak?

Hangi bağlamda okuyacaklar?

Bu soruların yanıtlarını bilmek, “mükemmel, amaca yönelik bir çeviri için harika bir temel” oluşturur.

Amaç ve Sonuç Odaklılık

Skopos teorisi, diğer geleneksel teorilerden ayrılır çünkü odak noktası kaynak metin ve kaynak yazarın tam olarak ne söylemeye çalıştığı değildir.

1. Serbestlik: Eğer teoriyi uygularsanız, sonuç amaca uygun bir çeviri olduğu sürece, kaynak metinden sapmakta serbestsinizdir.

2. Değerlendirme: İyi bir çeviri, kaynak metne ne kadar yakın ve sadık kaldığına göre değil, hedef metnin nihai sonucuna ve hedef kitleye ne kadar iyi uyduğuna göre değerlendirilir. Bu yaklaşım çevirmen için “oldukça özgürleştiricidir”.

3. Dilsel Seçimler: Yapılan tüm dilbilimsel seçimler, metnin belirlenen amacı tarafından tanımlanır. Örneğin, bir metin bilgilendirici ise, bilginin doğru ve açık bir şekilde aktarılması gerekirken; ikna edici (persuasive) ise, okuyucuları eyleme teşvik eden “güçlü kelimeler” kullanılarak çeviri desteklenmelidir.

Kaynak/Source:

Scroll to Top