Çevrilemezlik olgusu ve kültürel aktarım, yapay zekâ çağında nasıl ele alınmalıdır?

girls, culture, ancestors, traditional, culture, culture, culture, culture, culture

Yapay zekâ (YZ) çağında, “çevrilemezlik olgusu” ve kültürel aktarım, makine çevirisinin (MÇ) sınırlarını belirleyen ve insan çevirmenin vazgeçilmez rolünü pekiştiren merkezi konular olarak ele alınmalıdır.

Kaynaklarda yer alan bilgilere göre, bu konuların ele alınış biçimi ve YZ ile ilişkisi detaylı olarak incelenmiştir:

1. Çevrilemezlik Olgusunun İnsani Çözümü

“Çevrilemezlik olgusu” (the phenomenon of untranslatability), çeviri teorisi ve pratiği için önemli bir kavramdır. Bu olgu, bir metnin çevirisinin tam olarak aynı anlamı iletemeyeceğini veya bazı anlamların kaybolabileceğini ifade eder.

Çeviriyi sınırlayan faktörler şunlardır:

  • Dil, kültür ve tarih: Çevrilemezlik; dil, kültür, tarih ve konu gibi faktörlerle sınırlıdır. Örneğin, bir Çin atasözünün İngilizceye çevirisi, Çin kültürü ve tarihi ile İngiliz kültürü ve tarihi arasındaki farklılıklar nedeniyle aynı anlamı tam olarak iletemeyebilir.
  • Kültürel Bağlam: Çevrilemezlik, bazen yalnızca ilgili dilin veya ülkenin köklü kültürel deneyimi bağlamında anlam ifade eden bir ifade veya metafor olabilir.
  • Sanatsal İfadeler: Şiir gibi metinlerin çevirisi, orijinaldeki ritim ve güzelliği aktarmada zorluk yaşayabilir.

Bu tür zorlukların ele alınışı, insan çevirmenin yetkinliğini gerektirir. Bazı teoriler, çevirmenin gerekli olduğunda sözcüksel veya anlamsal tutarsızlığı gidermek için belirli dilsel dönüşümlere başvurabilme yeteneğine, yani çevirmenin yeterliliğine bağlıdır. Bu durum, YZ çalışmalarının çevrilemezlik olgusuna insandan farklı bakıp bakmayacağı sorusunu gündeme getirmektedir.

2. Kültürel Aktarımda Çevirmenin Rolü

Yapay zekâ ve dijitalleşmenin çeviri sürecine dahil olmasıyla bile, kültürel aktarım insan çevirmenin geniş ve kapsamlı rolünün temelini oluşturur.

  • Kültürel Arabuluculuk: Çevirmenler sadece dilsel terimlerle kelime ve cümle aktarımı yapmazlar; aynı zamanda kültürel aracı rolünü üstlenerek kaynak ve erek kültürler arasında köprü kurarlar.
  • Kültürel Engelleri Aşma: Mesajlar sadece başka bir dile değil, aynı zamanda başka bir kültüre de çevrilir. Bu nedenle çevirmen, erek dil okuyucuları tarafından daha iyi anlaşılabilmesi için hem dilsel hem de kültürel engelleri aşmak zorundadır.
  • Eğitimsel Önemi: Çevirmen eğitiminde bu durum dikkate alınmış; artık sadece dilbilgisine odaklanmak yerine, kültürlerarası iletişim ve çeviri etiği de konular arasına girmiştir.

3. Yapay Zekâ Çağında Çevrilemezlik ve Kültürel Aktarımın Ele Alınışı

Yapay zekânın hızla geliştiği bu çağda, kültürel aktarım ve çevrilemezlik barındıran metinlerin ele alınışı, insan ve makine arasında net bir iş bölümü gerektirmektedir.

İnsanın Rakipsiz Alanı

  • Karmaşık Metinler: İnsan çevirmen, tekrara dayanmayan ve dilsel olarak karmaşık metinlerde (örneğin edebiyat ve hukuk alanlarında) rakipsizdir ve öyle kalacaktır. Kültürel arabuluculuk ve duygusal/sezgisel derinlik gerektiren bu alanlar, çevrilemezlik olgusunun en yoğun yaşandığı yerlerdir.
  • Aktif Uzmanlık: Çevirmen, çeviri eylemini algılama, işleme, anlamlandırma ve anlam üretme gibi çeşitli zihinsel faaliyetleri içeren bir süreç olarak yöneten aktif bir uzmandır. Bu uzmanlık, kültürel bağlamı doğru yansıtmak için esastır.
  • Duygu ve Sezgi: Araştırmacılar, duygularını ve hislerini yorumlama sürecinde kontrol edebilen veya gelişmiş yorumlayıcı sezgiyle hareket eden bir çevirmenin metnine karşı, YZ’nin bu duyguları ve sezgileri kontrol edebildiği bir metin ürettiğinde, bir eleştirmenin nasıl “dijital eleştiri” yapacağı sorusunu sormaktadır. Bu, YZ’nin kültürel derinliği ele alma yetisinin sınırlarını göstermektedir.

İnsan Destekli Çeviri (HAT)

Çevrilemezlik ve kültürel nüansların ön planda olduğu metinler (özellikle önemli veya kritik metinler) için insan destekli çeviri (Human-assisted translation) tercih edilmektedir. Bu yaklaşım, daha doğru ve anlamsal açıdan daha iyi çeviriler sağlamayı amaçlamaktadır.

Makine çevirisi programları (CATP’ler) genellikle yalnızca yüzeysel çeviriler sağlar ve sıklıkla anlamsal olarak yanıltıcı olabilirler. Bu nedenle, kültürel anlam kaybını en aza indirmek ve güvenilirliği sağlamak için insan müdahalesi şarttır.

Makine Çevirisinin İdeal Olduğu Alanlar

Makine çevirisi, yayınlanmak için değil, özümseme amaçlı (genel içeriği öğrenmek için kalitenin daha düşük olabileceği) veya çok hacimli, terminolojik tutarlılık gerektiren teknik belgeler gibi alanlar için idealdir. Bu alanlarda kültürel aktarım ihtiyacı düşüktür.

Kaynak: https://ulakbilge.com/makale/pdf/1691999159.pdf
Cem AKDOĞAN – Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü

Scroll to Top